2 Ocak 2008 Çarşamba

Oz Oglu ile Evlendi

öz oğlu evlendi...


Geçtiğimiz haftalarda firlandiyalı bir anne oğluyla evlendiğni açıkladı. Yaptığı basın toplantısında şöyle konuştu.
" Ben şuan 46 yaşındayım kocamla evlendim mutluydum oğlum strekon doğduktan 1 yıl sonra babasıyla şiddetli geçimsizlikten ayrıldık daha sonra hiç haber alamadık oğlumun 19lu yaşlarında ona karşı olan duygularımın değişikliğe uğradığını fark ettim onunda bana bakışı değişmeye başladı 2 yıl sonra birbirimize ait olduğumuzu anladık ve evlendik."
-Size karşı çıkan oldumu?
"Tabi ama biz birbirimize aidiz kimse bizi ayıramaz gerekirse dünyayı karşımıza alırız."
-İlerideki planınız ne?
"Çocuk düşünüyoruz :!: :!: :!: :!: :!: :!: :!: :!: "
-Oğlunuzla cinsel ilişkide bulundunuzmu?
"Bir kaç kez ve hiç pişman deilim.

Pis Adam

İran'da Mina adında bir kadın, 8 yıllık kocasından, bir yıl boyunca yıkanmadığı ve pis koktuğu için boşanmak için mahkemeye başvurdu.
36 yaşındaki kadın mahkemede, kocasının kokusundan sadece kendisinin değil, çocuklarının ve iş arkadaşlarının da şikayetçi olduğunu, hepsinin ondan iğrendiğini söyledi.
Kocasının kendisine, sudan nefret ettiğini, o nedenle banyo yapmayı reddettiğini söylediğini ifade eden kadın, kendisinin ise günde 3 kere banyo yaptığını ve her 5 dakikada bir ellerini yıkadığını belirtti.

Sacini Diken Bir insanin Basina Gelen

1970'lerde, saçları dimdik, yukarıya doğru kalıp gibi yaptırmak moda olmuş. Buna uymak için insanlar saçlarını yaptırıyo, haftalarca da yıkamıyolarmış. Bir liseli kız, okulundaki en yüksek saç yarışmasını kazanmak için saçlarını bu şekilde yaptırmış. Eve dönerken saçları örümcek ağına takılmış ama farketmemiş. Okuldaki yarışmayı kazandıktan sonra saçlarını bi'kaç hafta yıkamamış. E havasını atacak ya, banyoya kafasına bi torba geçirip giriyomuş. Bi gün okulda sınav olurken kız aniden, şak diye bayılmış. Hastaneye kaldırmışlar, fakat maalesef kurtaramamışlar. Doktorlar ölüm nedenini anlamak için otopsi yaparken, kızın saçlarını aralayınca morgu binlerce örümcek basmış. Meğerse kızın takıldığı ağdaki örümcek, kafasının içine yumurtlamış ve o örümcekler sonraki birkaç hafta da kızın kafa derisini kemirip beynine girmişler. Bu olaydan sonra Amerika'da, saçlarını öyle havaya doğru yapmak yasaklanmış.

Kizarmis Hayalet

Bu öykü Yeni Zelanda'dan Kay Martin' e ait: Akşam yemeğine arkadaşlarını çağıran Kay, yemekten önce küçük bir aperatif hazırlarken bir tavuğun acı acı bağırdığını duyar.

Sesin nereden geldigini merak eden Kay bahçeye çıkar. Bahçede bir şey göremez.

Ancak ses daha yakınlardan, hatta mutfaktan gelmektedir.

Giderek yükselen sesin kaynağını keşfettigi zaman tüyleri diken diken olur. Kızarmasi için fırına yerleştirdiği tavuktan çığlık çığlığa sesler gelmektedir. "O anda elim ayağım boşandı. Tavuğu canlı canlı pişiriyorum sandım. Korkudan az daha ölüyordum." diyor..
Tavuğun çığlıkları Kay'inkiler ile birleşince konuklar mutfaga üşüşür ve çığlıkların nedeni ortaya çıkar. Tavuğu fırından çıkartan konuklar, hayvan sogudukça seslerin kesildiğini fark ederler.

Yeni Zelandâ da tavuk çiftliklerinde hayvanlar, bizde olduğu gibi boynu kesilerek öldürülmez.
Kay'in akşam yemeği için hazırladığı tavuğun ses telleri kesilmediği için tavuğun karnında biriken buhar, hayvanın boğazından geçerken büyük bir basınçla ses tellerini harekete geçirmiştir.

Bu olaydan sonra, tahmin edebileceginiz gibi, Kay bir daha evinde tavuk pişirmez.

Akilli Purocu

Akıllı purocu

Amerika'da bi adam çok değerli ve ender bulunan purolardan bir kutu almış ve bunları her türlü yangına karşı sigortalattırmış. Adam purolarını keyifli keyifli içmiş, sonra da tam sigortanın son taksidinin ödeme günü geldiğinde, "Purolarım seri yangınlar sonucunda yandı. Zararımı karşılayın" diyerek sigorta şirketine başvurmuş. Şirket taabi ödeme yapmayı reddetmiş. Gerekçe de, puroların "alışılmış" yöntemlerle yanmasıymış. Bunun üzerine adam da mahkemeye başvurmuş.

Hakim davayı adamın lehine sonuçlandırmış; çünkü elindeki sigorta poliçesinde "kabul edilemez yangınlar" diye bi madde yokmuş, purolar her türlü yangına karşı sigortalıymış. Şirket karşı davanın uzun süreceğini ve sonunda da başarılı olunamayacağı ihtimalinin yüksek olduğunu gördüğünden kararı kabul etmiş. Adama "zararı" karşılığında tam 15 bin Amerikan doları ödenmiş.

Olay asıl bundan sonra başlıyor: Sigorta şirketi adam parasını tahsil ettikten sonra polise başvurmuş ve purocuyu 24 kundakçılık olayından suçlu göstererek tutuklattırmış. Sigorta poliçesini ve mahkemedeki ifadesini de delil olarak mahkemeye sununca adamın kaçacak yeri kalmamış. Bizimki ender bulunan puroları bilerek ve isteyerek "kundaklamak" suçundan hepsi başına birer aydan toplam 24 ay hapis cezasına çarptırılmış!

Bir Tebessum

Küçük kız, hüzünlü bir yabancıya gülümsedi. Bu gülümseme adamın kendisini daha iyi hissetmesine sebep oldu. Bu hava içinde yakın geçmişte kendisine yardım eden bir dosta teşekkür etmediğini hatırladı. Hemen bir not yazdı, yolladı.

Arkadaşı bu teşekkürden o kadar keyiflendi ki, her öğlen yemek yediği lokantada garsona yüklü bir bahşiş bıraktı.

Garson, ilk defa böyle bir bahşiş alıyordu. Akşam eve giderken, kazandığı paranın bir parçasını her zaman köşe başında oturan fakir adamın şapkasına bıraktı.

Adam öyle ama öyle minnettar oldu ki... İki gündür boğazından aşağı lokma geçmemişti. Karnını iki günden beri ilk defa doyurduktan sonra, bir apartman bodrumundaki odasının yolunu ıslık çalarak tuttu. Öyle neşeliydi ki, bir saçak altında titreyen köpek yavrusunu görünce, kucağına alıverdi.

Küçük köpek gecenin soğuğundan kurtulduğu için mutluydu. Sıcak odada sabaha kadar koşuşturdu. Gece yarısından sonra apartmanı dumanlar sardı. Bir yangın başlıyordu. Dumanı koklayan köpek öyle havlamaya başladı ki, önce fakir adam uyandı, sonra bütün apartman kalktı.

Anneler, babalar dumandan boğulmak üzere olan yavrularını kucaklayıp, ölümden kurtardılar.

Bütün bunların hepsi, bir TEBESSÜM’ün sonucuydu..

Enteresan Bir Hikaye

Bir mühendis olan Necdet Durmaz kendi otomobiliyle yolculuğa çıkmıştı. Çalışmakta olduğu firma tarafından görevlendirilmiş ve İstanbul’dan Malatya'ya gidiyordu. Bu ildeki fabrikada bir arızayı acilen gidermesi gerekiyordu.

Ancak yol üzerindeki Kırşehir'in Dere bayırını geçerken otomobili bozuldu. Hemen köylülerden yardım istedi. Akşam vakti olduğu için kimse bir şey yapamıyordu. Necdet Durmaz geceyi mecburen orada geçirecek, sabah olunca da yakındaki bir kasabaya otomobili çekilecekti.

Kendisine hemen Köy Misafirhanesi'nde yer verildi. Necdet Durmaz burada bir süre dinlendikten sonra muhtarın yanına gitti. Muhtar misafirlerini en iyi şekilde ağırlamak için her türlü ayrıntıyı düşünüyor, otomobilini de merak etmemesini sorunu çözeceklerini söylüyordu. Muhtar, Necdet Durmaz o gece köy meydanında düzenlenecek olan düğüne davet etti.

Mustafa Belli köy meydanına geldiğinde, bütün kalabalık oraya toplanmış eğleniyordu. Davullar zurnalar çalıyor, köy halkı halay çekiyordu. Bir süre sonra Necdet Durmaz gürültüden uzaklaşmak için kalabalığın arka tarafına yürüdü. Ağaçların başladığı yerde tek basına duran çok güzel bir kız gördü. Yanına yaklaştı ve onunla tanıştı. Bu genç Kız köyde öğretmen olarak çalışıyordu. İstanbul’dan gelmişti.

Birlikte koruluğun içinde yürüdüler. Hava oldukça serin olduğu için, Necdet Durmaz genç kıza ceketini verdi. Koruluğun bittiği yerde, tepe başlıyordu. Genç kız daha fazla eşlik etmemesini, evinin o tepenin ardında olduğunu söyledi. Orada ayrıldılar.

Necdet Durmaz ne o gece, ne de ertesi sabah genç Kızı aklından çıkaramadı. Onu tekrar görmek istiyordu. Köy muhtarına gidip, durumu anlattı ve genç Kız hakkında bir şeyler öğrenmek istedi. Ancak o bunları anlatırken, muhtar şaşkınlık içinde onu dinliyordu. Çünkü bahsettiği öğretmen geçen kış evinde çıkan yangında ölmüştü.

Muhtar Necdet Durmaz'ı ikna edemedi ve birlikte o tepenin ardına hala yıkıntıları duran eve gittiler. Necdet Durmaz'ın bunu anlayabilmesi olanaksızdı. Verdiği tüm bilgiler doğruydu ancak ona, bu genç kadının artik yaşamadığı söyleniyordu.

Muhtar sonunda dayanamayarak Necdet Durmazı genç kızın mezarına götürdü. Köy mezarlığına girdiklerinde onları bir sürpriz bekliyordu. Uzakta duran bir mezar taşının üstünde Necdet Durmazın ceketi asılı duruyordu. Enteresan bir hikâye.

 
Müzik indir | Film indir |